11 Temmuz 2015 Cumartesi

Hikayeler II - Portreler



Kitabın Adı: Hikayeler II - Portreler
Yazarı: Sezai Karakoç
Yayınevi: Diriliş Yayınları
Sayfa Sayısı: 138

"Parti, dıştaki bir ışığı yansıtan bir ayna gibiydi düşünceler ve ülkeler için; bu yansıtış, politikaydı. Dıştan bakılınca, ışık aynadan geliyor sanılır. Oysa, ayna bu ışıkları yerinde zamanında yansıtma ustalığına sahip olmakla görevini yapmış olur. Halk, en çok da gençler, bu ülküler ve ilkelerin Partiden geldiğini, değişmez ve mutlak olduğunu sanabilirlerdi. Toy, tecrübesiz partililer de öyle inanabilirlerdi. Fakat, yıllar boyunca yavaş yavaş ilerlenince, bir gün, partinin esas, düşüncelerinse göreli olduğu ortaya çıkardı ve bunu ancak en yükseklerde olanlar bilirdi."

"Sakin toprağım! Uyu. Neden rahatsız oluyorsun? Suya özlemin varsa, gözlerini ta kendi derinliğine dik. O zaman, ta aşağılarda, derinlerde, yeraltı sularının ışıl ışıl gözlerle akıp gittiğini o kupkuru gövdende hissedeceksin ve zerrelerinin iç göklerinde nice yıldızlar, uzaylar, semalar bulacaksın, eğer eğilmesini bilirsen. Dışarda aradığın her şeyin kendi içinde göğsünde saklandığını keşfedeceksin."

"Birden güller, koyu kadife kırmızısı renginde güller kuşatıyor çevremi; güller arasında kayboluyorum. Parlak bir güneşin ışığını kana kana içer görünen bu güllerin ateşi kalbime akıyor. Ve ben, gözlerimin önünde ateşler ve alevler, kan kırmızısı bir baygınlık parıltıları içinde canlanmış bir ölüyüm sanki... Ve ben ölüyüm sanki. Ölmemiş bir ölüyüm sanki."

"Asıl özgürlük, ruhun özgürlüğüdür. O da ancak Allah (C.C.) sevgisiyle gerçekleşir. Allah'ın (C.C.) rızası için, insanlara ve tüm yaratıklara hizmet etmenin ağır sorumluluğunu omuzlamakla."

"Özgürlüğün bedeli, özgürlüğü yitirmeyi göze almaktır."

"Her üzüm tanesinde bir bağın rüyası gizli."

"Her üzüm tanesinde kendini görürsün."

"Kafeste olduğu zaman da, yani tutsaklıkta da, hür olduğu zaman da ötecektir bülbül."

"Ölümün, ayrılığın ve yalnızlığın gölgesi düşmüştü hayatın, yaşamanın üstüne. Büyük ve etkili bir gölge. Adeta ayın arka yüzünün gölgesi. O ayın ki, yaz geceleri çıkıp aydınlığın da düşlere dalınır. O ayın ki, ışıkları ağaç dallarını bayram şamdanlarının kollarına çevirir; gecenin tenine bal ve süt katar."

"Biliyordu ki, adeta gül olmadan gülün açılışını bilmek mümkün değildir. Güle, onunla bir vücut olacakmışcasına yakın olmak gerekli. Yani, gülün macerasını dıştan izlemek olamaz. İçten, onun hissettiklerini hissederek, onu yaşayarak bir parça kavranabilir belki."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder