16 Nisan 2019 Salı

Vedia


Kitabın adı: Vedia
Yazarı: Elif Ergu
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 220

“Geleceği düşünerek kaygılanmak yersizdir. Çünkü geleceği düşünürsek de düşünmesek de gelecektir.”

“Bir zamanlar öylesine sıkı tuttun ki beni göğüs göğüse yapıştık, içinden geçtik birbirimizin ve sırt sırta yine yabancı kaldık.”

“Asla birilerinin umudunu kırma! Belki de sahip oldukları tek şey odur.”




Musullu Süleyman



Kitabın adı: Musullu Süleyman
Yazarı: Ahmet Mithat Efendi
Yayın evi: Özgün Yayınevi
Sayfa Sayısı: 222

“…..dilcilerin “Küllü dırdırun haber. (Bütün dırdırlar haberdir.)” demeleri gibi, eski medeniyetler hakkındaki mışmışlar için de “Küllü mışmışun hikaye”dir.”

“Frenkler derler ki: İki uç daima birbirleriyle birleşir. Hatta büyük filozoflar, büyük büyük sözlerle bu kaideyi açmışlar, açıklamışlardır. Cahilliğin son kertesinden ilme doğru uzaklaştıkça, ilmin son kertesininde yine tam bir cahillikle buluşacağı, ona ulaşacağı gibi meseleler, hep bu sözü tefsir etmiştir. Zarif dilimizde buna mukabil olmak üzere “Her kemalin bir zevali olur” sözünü alsak, manadan uzaklaşmamış oluruz.”

“……ağlamak büyük bir nimettir. Çünkü insanın yüreğinde ne kadar acı varsa, ağlamak sayesinde ateşli gözyaşlarıyla birlikte gözlerinden çıkar, gider.”

“Ah dünyada yeis ve nasipsizlik için can feda edercesine çalışmak kadar büyük talihsizlik mi olur?”

“Her gelecek, yakın değil midir? O vakit de geldi.”





Minareler Şehrinin Kadınları



Kitabın adı: Minareler Şehrinin Kadınları
Yazarı: Prenses Mirza Rıza Han Afra (Elsa Lindberg)
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 173

“Kahve, düşlerin zihni, fantezilerin kaynağıdır.”

“Kadınlar ve parfümler birbirlerine benzerler; ikisi de uçucudur. Bu yüzden ikisini de kapalı tutmak gerekir.”

“Grande rue de Pera (İstiklal Caddesi – Taksim)”



İçimden Geçen Şehirler



Kitabın adı: İçimden Geçen Şehirler
Yazarı: Yıldız Ramazanoğlu
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 151

    “Altı üstü orta boy bir kız çocuk almamıza rağmen, hep sahip olmaya, erkekleri nasıl ele geçirebileceğimize dair deneyimler aktaran kadın dergilerine karşılık, nasıl varolacağımız ve kadın insan olarak kendimizi nasıl inşa edebileceğimizle ilgili ilk gençlik sorularımız ateşlemişti. (Woolf’ü kasdederek)”

      “Mesela Charlotte Bronte benim kuşağımı çok heyecanlandırmıştı. Özenle ve süslü yazılmış el yazısı beni Jane Eyre ile yeniden buluşturdu. Bir genç kızın aşkını ince muhasebelerini, vicdan ve ahlak örgüsünü sunuyor bize. Din vahiy almış insanlara hep benzer şeyleri esinliyor demek. Jane’e o kadar angaje olmuştuk ki, kitapta gerilimlerin kaynağı olan tavan arasındaki kaçık kadının neden kaçırıldığını hiç düşünmemiştik bile. Jane’le sabahlara kadar heyecan ve özveri dolu bir yaşamın içinden duygularımızı denetim altına alma alıştırmalarına kendimizi o kadar kaptırmıştık ki, evin esas kadınına zihnimizde yer açacak, onu anlayacak halde değildik doğrusu. Evlenip hanyayı Konya’yı görmeden ne bilsin küçük bir kız hayat ne, tavan arasındaki kadın kim!”

        “Nereden başlarsanız başlayın kent kendini nazlanarak açar.”

     “İnsanlar kente gitmeye karar aldıklarında, gerçekten seçme haklarını mı kullanıyorlar, yoksa karar denilen şey, zorunlu süreçlerin oluşturduğu rüzgarlarla buralara savrulmaktan başka bir şey değil mi?”




Mahrem



Kitabın adı: Mahrem
Yazarı: Elif Şafak
Yayın evi: Metis Edebiyat
Sayfa Sayısı: 214

“Gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.”

“Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka “gözbebeğim” diye hitap edilir.”