16 Nisan 2019 Salı

Vedia


Kitabın adı: Vedia
Yazarı: Elif Ergu
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 220

“Geleceği düşünerek kaygılanmak yersizdir. Çünkü geleceği düşünürsek de düşünmesek de gelecektir.”

“Bir zamanlar öylesine sıkı tuttun ki beni göğüs göğüse yapıştık, içinden geçtik birbirimizin ve sırt sırta yine yabancı kaldık.”

“Asla birilerinin umudunu kırma! Belki de sahip oldukları tek şey odur.”




Musullu Süleyman



Kitabın adı: Musullu Süleyman
Yazarı: Ahmet Mithat Efendi
Yayın evi: Özgün Yayınevi
Sayfa Sayısı: 222

“…..dilcilerin “Küllü dırdırun haber. (Bütün dırdırlar haberdir.)” demeleri gibi, eski medeniyetler hakkındaki mışmışlar için de “Küllü mışmışun hikaye”dir.”

“Frenkler derler ki: İki uç daima birbirleriyle birleşir. Hatta büyük filozoflar, büyük büyük sözlerle bu kaideyi açmışlar, açıklamışlardır. Cahilliğin son kertesinden ilme doğru uzaklaştıkça, ilmin son kertesininde yine tam bir cahillikle buluşacağı, ona ulaşacağı gibi meseleler, hep bu sözü tefsir etmiştir. Zarif dilimizde buna mukabil olmak üzere “Her kemalin bir zevali olur” sözünü alsak, manadan uzaklaşmamış oluruz.”

“……ağlamak büyük bir nimettir. Çünkü insanın yüreğinde ne kadar acı varsa, ağlamak sayesinde ateşli gözyaşlarıyla birlikte gözlerinden çıkar, gider.”

“Ah dünyada yeis ve nasipsizlik için can feda edercesine çalışmak kadar büyük talihsizlik mi olur?”

“Her gelecek, yakın değil midir? O vakit de geldi.”





Minareler Şehrinin Kadınları



Kitabın adı: Minareler Şehrinin Kadınları
Yazarı: Prenses Mirza Rıza Han Afra (Elsa Lindberg)
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 173

“Kahve, düşlerin zihni, fantezilerin kaynağıdır.”

“Kadınlar ve parfümler birbirlerine benzerler; ikisi de uçucudur. Bu yüzden ikisini de kapalı tutmak gerekir.”

“Grande rue de Pera (İstiklal Caddesi – Taksim)”



İçimden Geçen Şehirler



Kitabın adı: İçimden Geçen Şehirler
Yazarı: Yıldız Ramazanoğlu
Yayın evi: Selis Kitaplar
Sayfa Sayısı: 151

    “Altı üstü orta boy bir kız çocuk almamıza rağmen, hep sahip olmaya, erkekleri nasıl ele geçirebileceğimize dair deneyimler aktaran kadın dergilerine karşılık, nasıl varolacağımız ve kadın insan olarak kendimizi nasıl inşa edebileceğimizle ilgili ilk gençlik sorularımız ateşlemişti. (Woolf’ü kasdederek)”

      “Mesela Charlotte Bronte benim kuşağımı çok heyecanlandırmıştı. Özenle ve süslü yazılmış el yazısı beni Jane Eyre ile yeniden buluşturdu. Bir genç kızın aşkını ince muhasebelerini, vicdan ve ahlak örgüsünü sunuyor bize. Din vahiy almış insanlara hep benzer şeyleri esinliyor demek. Jane’e o kadar angaje olmuştuk ki, kitapta gerilimlerin kaynağı olan tavan arasındaki kaçık kadının neden kaçırıldığını hiç düşünmemiştik bile. Jane’le sabahlara kadar heyecan ve özveri dolu bir yaşamın içinden duygularımızı denetim altına alma alıştırmalarına kendimizi o kadar kaptırmıştık ki, evin esas kadınına zihnimizde yer açacak, onu anlayacak halde değildik doğrusu. Evlenip hanyayı Konya’yı görmeden ne bilsin küçük bir kız hayat ne, tavan arasındaki kadın kim!”

        “Nereden başlarsanız başlayın kent kendini nazlanarak açar.”

     “İnsanlar kente gitmeye karar aldıklarında, gerçekten seçme haklarını mı kullanıyorlar, yoksa karar denilen şey, zorunlu süreçlerin oluşturduğu rüzgarlarla buralara savrulmaktan başka bir şey değil mi?”




Mahrem



Kitabın adı: Mahrem
Yazarı: Elif Şafak
Yayın evi: Metis Edebiyat
Sayfa Sayısı: 214

“Gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.”

“Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka “gözbebeğim” diye hitap edilir.”




22 Mart 2019 Cuma

Mekke Rasullerin Yolu



Kitabın adı: Mekke Rasullerin Yolu
Yazarı: Ali Ünal
Yayın evi: Pınar Yayınları
Sayfa Sayısı: 246

“Firavun ve Karun’un amacı; kendisinin ortak olduğu dinin egemenliğinin sürmesidir; bunun için de insanları eğitir, istedikleri biçimde düşünen ve davranan canlı robotlara çevirir.”

“İnsan gerçekten Allah'ın ruhundan gelen güzelliklerle, çamurdan gelen kötü niteliklerin bir savaş alanıdır.”

“İnsan nefsini arıtamadığı sürece tutkularına kul olmaktan kurtulamaz.”

“Müşrik nefsi; tanrılarının güçlü ve etken varlıklar olmalarını istemezler. Hiçbir zaman kendi üstünde bir güç kabul etmezler.”

“Şirk öldürmek için, Tevhid diriltmek için çalışır. Şirk dirilmemecesine ebedi bir ölümü getirir, Tevhid ise ölmemecesine dirilişi bahseder. Şirk bağlılarını yaşayan ölüler olmaya ve her bakımdan ölmeye, Tevhid ise bağlılarını hiç ölmemek üzere diri kalmaya çağırır.”

“Cihad uğraşmaktır, Tevhid için yaşamaktır.”

“Eğer hakkı kişilere göre değerlendirirseniz büyük haksızlık yapmış olursunuz; ama, kişileri hakka göre değerlendirirseniz doğruyu bulabilirsiniz.” (Hz. Ali (R.A.))

“Mekke’de “Usul- Asıllar, Esaslar”; Medine’de “Ahkam – Hükümler” kurallar getirilmiştir. Mekke’deki kurallar İslam’ın tam anlamıyla hakim olduğu veya olmadığı her yerde mü’minlerin uymaları gereken kurallardır.”







Hz. Muhammed (S.A.V)’in Hayatı



Kitabın adı: Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hayatı
Yazarı: Abdülmelik İbn-i Hişam (Tercüman Arif Erkan)
Yayın evi: Huzur Yayınevi
Sayfa Sayısı: 367


      “Mübarek parmağı ile yukarı doğru işaret etti: <<Refik-i A’la’ya (Yüce Dosta)>> diyerek gözlerini göğe çevirdi. Hz. Aişe (R.A)’nın odasında ve kucağında vefat eyledi.”


Çingene



Kitabın adı: Çingene
Yazarı: Emine Şenlikoğlu
Yayın evi: Mektup Yayınevi
Sayfa Sayısı: 312


“Çocuklar çok medeni ruha sahiptirler. Fakat onları anlamayanları incitip gittiler.”


“Neden ağlıyor mavi, hüzünlü uzay
Denizin gözleri neden yaşlı, bir derdi mi var?
Neden gamlı gelir bülbülün sesi, neden?
Bizden daha gamlı birileri mi var.?”
(Emine Şenlikoğlu)





Hristiyan Gülü


Kitabın adı: Hristiyan Gülü
Yazarı: Emine Şenlikoğlu
Yayın evi: Mektup Yayınevi
Sayfa Sayısı: 204


“Ben bazı doğruları bazı bedeller ödeyerek öğrendim.”

“İnsanın tabiatla konuştuğu zaman, en yalnız kaldığı zamandır.”

“Bütün dâhiler, dâhiliklerini yalnız kaldıkları zaman ortaya çıkarmışlardır.”

“Kendine, zayıf yönlerini bilerek güven duyanlar, başarılı olurlar.”

“Okuyan düşünür, düşünen bulur, bulan buldurur herkes inandığı kadar etkili olur.”

“Aşk sözcükleri kuşdilidir anlamak için Süleyman olmak gerek.”
SİNAN PAŞA

“Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar.”

“Duman değilsen boşlukta kalamazsın.”


“Tilkiye sormuşlar; “tavuk sever misin?” diye. O da, “Gülmekten söyleyemiyorum” demiş.

Acıyı Kalbime Gömdüm



Kitabın adı: Acıyı Kalbime Gömdüm
Yazarı: Necip Kıylani
Yayın evi: Beka Yayınevi
Sayfa Sayısı: 270



“Gözyaşı, acizlerin silahıdır.”


“Biz insanlar, çoğunlukla kendi duygularımızın aralığından bakarız dünyaya.”

“Her nesil, dener öğrenir ve kendi tecrübeleri arasından hayata bakar, ibret alır.”




Kız ve Çiçek


Kitabın adı: Kız ve Çiçek
Yazarı: Şule Yüksel Şenler
Yayın evi: Timaş Yayınevi
Sayfa Sayısı: 206


“Yüreğim daralıyor… Beynim zonkluyor… Düşünmek, tefekkür etmek istiyorum, yapamıyorum. Oturuyorum, kalkamıyorum. Dört bir tarafımdan bağlanmış hissediyorum kendimi. İçimde bir acı var. Bir acı ki ses olup kulaklarımı çınlatıyor. Bütün Mü’minlerin çileleri sanki bu seste toplanmış. Canlı cansız bütün kâinat, gökyüzünde melekler sanki hep bu sese ağlıyor. Ve ben ağlayamıyorum!

İçimde bir kıvılcım var yanıyor, tutuşuyor ama ben ağlayamıyorum. (Şafak Ayazoğlu)”


“Kadının, korumakla mes’ul tutulduğu şeyler; kocasının malı, mülkü, namus, şeref ve haysiyeti, aile sırları, mahremiyetleri, bir de; çocuklarının ilim, amel, güzel edep ve ahlaklarının –ikame- ve muhafazasıdır.”

“Bir anne;
1-      Dinini en güzel şekilde ve bütün incelikleriyle bilecek, (Bilmiyorsa mutlaka öğrenecek)
2-      Edindiği bilgilerle kuvvetli bir İslami şuura sahip olacak,
3-   Amellerini (daima hayranlık ve hasletle iç çekerek gıpta duyarak andığımız) mazideki o mübarek saliha hatunların amellerine benzetmeye çalışacak,
4-      İslam’ın güzel ahlak prensipleriyle bezenecek,
5-      Hareketlerini İslam adabına göre ayarlayacak,
6-   İslam’a göre çocuk yetiştirme metodu öğrenmek için bu mevzuda yazılmış çeşitli kitaplardan istifade edecek, öğrendikleriyle, tatbik ettiği arasında tezata düşmeyecektir.”

“Çocuğa annenin sözlerinden çok, amel ve hareketleri te’sir eder.”




Gençlerle Başbaşa



Kitabın adı: Gençlerle Başbaşa 
Yazarı: Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil
Yayın evi: Yağmur Yayınları
Sayfa Sayısı: 95


“İlmin kaynağı zekâ, amelinki ise iradedir.”


“Namusluluk, insan vicdanı ile baş başa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı hesabı olmamak demektir.”

“Hayatta muvaffak olmak demek, doğruluğun ve namusluluğun gösterdiği yolda yürümek suretiyle hedefe varmak demektir.”

“Muvaffak olmak ve yükselmek sırf gayretin mevyasıdır; gayret ise iradenin ifadesidir.”

“Karakter (seciye), teşekkül etmiş şahsiyet, terbiye görmüş irade, uyanık bir şuur, fikir ve hareketlerine sahiplik ve prensip adamlığı manasına gelir. Karakterli adam, prensipli ve şahsiyet sahibi, düşünceli ve iradeli adam demektir.”

“Karakterli (seciyeli) insan, hayvani insiyak ve temayüllerin esaretinden kurtulup bu kuvvetleri hayat için birer hizmetkar haline koymuş olan insandır. Karaktersiz “seciyesiz” insan da, hayvani insiyak ve ihtirasların boyunduruğu altında kalmış olan insandır.”

“Kainat; su, ateş, hava ve topraktan ibaret dört eleman “anasırı erbaa” dan teşekkül etmiştir. Kainatın içinde ve onun bir parçası olan insan ise; bu da dört eleman, “ahlatı erbaa” dan oluşmuştur. Bu elemanlar; kan, safra lenf ve sinirdir. Mizaçlarda; demevi, safravi, sevdavi, asabi diye adlandırılır.
Kanlı mizaçlar ekseriya şen ve iyimserdir, canlı, faal ve müteşebbis olur. Çabuk kızar, çabuk yatışır. İyi yüreklidir kin tutmaz, sıcak, cana yakın ve sevimlidir. Safravi mizaçlar ise, soğuk sevimsiz, hain, mürai, fesatçı, fitneci; sevdaviler ise gevşek ve zayıf iradelidir. Asabilere gelince, bunlar da ekseriyetle titiz, kavgacı ve kötümser olurlar.”

“Atinalılarca, gençlerin tahsil ve terbiyesi, jimnastik, musiki, lisan temrinleri ve belagat (iyi konuşma) müsabakaları olmak üzere başlıca üç gruba ayrılırdı. Genç bir Atinalı için iyi bir tahsil, terbiye görmüş olmak, iyi bir jimnastik ve musiki bilmek ve memleketinin atalar mirası olan dilini bütün inceliklerini öğrenmiş olmak demekti.”

“Allah duygusundan ve sevgisinden uzak bir terbiye yalnız fayda ve menfaat düşüncesine dayanır. Fakat din terbiyesi gönüllü, karşılıksız ve ulvidir. Bu terbiye insanı yükseltir, iyiliği ve adaleti, hiçbir menfaat düşüncesine saplanmadan, sevdirir.”

“Verimli çalışabilmenin bedeni, hissi ve akli olmak üzere üç esaslı şartı vardır.”

“Çalışmanın bedeni şartı, sağlık ve sağlamlıktır. Hissi şart, çalışmayı sevmek, akli şartıda çalışmanın usulünü ve yolunu bilmektir.”

“Saadetin şartı; insanın kendi içi ile uyumlu yaşamasıdır. İçinle, işin ve mesleğin uyumlu olsun.”

“Büyük İslam filozofu İbni Sina, dünyaca meşhur olan “Kitabüşşifa”sını, hergün sabah namazından sonra Bağdat’taki bir camiinin büyük bir kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer, muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin iki yüz sahifelik ese veren Fransız edibi Emil Zola’ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar. Hergün yalnız üç saat çalışır ve yazarım demiş.”

“Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir.”

“Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren, cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır.”

“İmrenmek yükselmenin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise iç ferahlığın, sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır.”

“Gençlik güzelliğine şans denilen kör kuvvet bile aşıktır.”

“Herkesce beğenilen asıl güzellik, ahlak güzelliğidir. Çünkü ahlakı güzel insan her yaşta güzeldir.”

“Ahlakını güzelleştirmeye daima çalış. Ahlak güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.”

“En yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif olsun. Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz.”

“Hakikati ara ve sev. Hakikat sevgisi, insan için, sevgilerin en yükseğidir.”

“Kusurlarını kendin gör, ta ki onları tamir ve ikmal edebilesin.”

“Hayatta cesur ol. Fakat bil ki cesaret gözü kapalı tehlikeye atılmak değildir.”

“Hayatın ve tutacağın yol hakkında tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığın zaman fikrini ve reyini soracağın kimseyi iyi seç. Düşün ki, isabetsiz bir fikirden hareket ederek verdiğin karardan bütün ömür boyunca pişmanlık duyman mümkündür. Fakat isabetli bir fikirden aldığın ışık da bütün ömrünce yolunu aydınlatır.”




Kulluk



Kitabın adı: Kulluk
Yazarı: Prof. Dr. Osman Öztürk
Yayın evi: Rağbet Yayınevi
Sayfa Sayısı: 150


“”Kulluk” konusu, bir istikamet ve hedef tayini meselesidir.”


“”Kulluk” bir şuur meselesidir. Bu şuurun zihinlere ve gönüllere yerleşmesi halinde; var olmanın ve yaşamanın gerçek manası kavranmış olacaktır.”


“Kulluk; buluğdan ölüme kadar emekliliği olmayan bir meslek ve terhisi olmayan bir askerliktir.”

“Biz, Müslümanlar olarak dünya insanlığının yönetimi ile vazifeliyiz ve bütün insanlık bizden sorulur. Dolayısıyla sürü değil, çobanız.”

“Bizim siyaset anlayışımızda; hedefin meşruiyyeti kadar, vasıtanın meşruiyyeti de önemlidir.”

“Siyasetçi, politika yapmayacaktır. Siyasetçinin hareket noktası; Allah’ın rızası, politikacının ise; hırs tatminidir.”

“Müslüman prensiplerin, kaide ve kuralların insanıdır.”

“Fayda ve çıkar düşüncesi, dünyalık hesaplar; prensiplerin önüne geçemez.”

“Kurtuluş ve refahın yolu; kaliteyi arttırmaktan ve seviyeyi yükseltmekten geçmektedir. Rakamlarla oynamak kitlelere yönelmek ve kalabalıklara itibar etmek yerine; işin özünü ve ruhunu yakalamak gerekmektedir.”

“”Hak arama” mücadelesi fasılasız olarak devam edecektir. Bu hususta muvaffak olmak için; önce samimiyet sonra usul, daha sonra medeni cesaret, daha sonra da ısrarlı takip gerekir. Usanmak, bıkmak, ümitsizliğe düşmek ve rahat düşkünlüğü bu husustaki başarının önündeki büyük engellerdir. Bunlar azim, sabır ve sebatla aşılır.”

“İnsan her neye olağanüstü güç izafe ederse, onu ilahlaştırmış olur.”

“Zafer bekleyenler, Allah’tan yardım isteyenler, O’nun dinine yardım etmek mecburiyetindedirler.”

“Slogan kültürü geri kalmış ülkelerin başının püsküllü belasıdır. Sloganların yerli – yersiz tekrarı ve tabulaştırılması kafa durgunluğuna ve zeka geriliğine sebep olur.”

“Meşruiyyetin kazanılması için; halisiyyet, mahviyyet ilim ve amel şarttır. Tasavvuf; meşreb ve tarzın, tarikat ise müessesenin adıdır. Hedef, insan-ı kamil yetiştirmek ve Salihlerin dünyasını oluşturmaktır. Nihai gaye ise; sadece ve sadece rızay-ı Bari’dir.”

“Eğitim – Öğretimden gaye; ideoloji bağlısı ve tabu kutsayıcısı yetiştirmek olamaz. Olsa olsa; ülkesini seven, milli ve manevi değerlerine bağlı, hizmet aşığı, gelişme ve ilerlemeye açık, hakikat arayıcıları yetiştirmek olabilir.”

“Bilgiye ve gerçeklere dayalı tarih şuur; geleceğe doğru emin, istikrarlı ve onurlu yürüyüşün garantisidir.”





Hocalık Sanattır



Kitabın adı: Hocalık Sanattır
Yazarı: Prof. Dr. Osman Öztürk
Yayın evi: Rağbet Yayınevi
Sayfa Sayısı: 76



“Dünyanın hiçbir yerinde insanın öne çıkmadığı hiçbir icraat yoktur ve olmayacaktır da…”

“Muntazam ve prensipli hayat, herkes için başarı ve kazanç kaynağıdır.”

“Kaygı, ölçülü olmak şartıyla öğrenmede büyük rol oynar.”

“Kimseden karşılık ve vefa bekleme, sabırlı ol, vadeli mükâfat, hesaba sığmayacak kadar çok olacaktır.”

“Öğretmenin rüyaları bile; okul ve okul çevresinde geçer.”


“Okullar insan imal eden fabrikalar, öğretmenlerde bu fabrikaların baş mühendisleridir.”





Genç Adam


Kitabın adı: Genç Adam
Yazarı: Prof. Dr. Osman Öztürk
Yayın evi: Rağbet Yayınevi
Sayfa Sayısı: 102


“Öğrenip uygulamak için okunacaklar; Allah’ın adıyla yani “Bismillahirrahmanirrahim” ile okunabilecek cinsten olanlardır. “Besmele” çekerek okumaya layık görmediklerimiz, bilgilenmek ve bilgi edinmek içindir.”


“Gerçek hizmet tanındıktan ve mimlendikten sonra başlayacaktır. Saklanarak, gizlenerek, kendini inkar ederek ürkerek ve korkarak hizmetin yapılamadığını her an yaşayarak görüyoruz.”


“Naziklik, kibarlık ve centilmenlik; hiçbir zaman gerçeklerin katili olmamalıdır.”

“Sabır; ne zaman, nerede ve ne kadar bekleyeceğini bilerek yapılırsa sabır olur.”

“Onlarla istişarede bulun, karar verip giriştiğinde ise; Allah’a güven ve dayan. (Al-i İmran - 159)”

“Samimiyetle işlenen hayrları Allah, duyması lazım gelenlere duyurur.”

“”Genç Adam” için dünyasını karartacak tek bir şey vardır: Allah’la barışık olamamak.”

“Allah’ı unutanı hayatın sıkması kaçınılmazdır. (Ta-Ha – 124)”

“İman halkası dışında kalanlara sır verilmez. Onlar bizim için iyi şeyler düşünmezler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından çıkan sözlerinden bellidir. İçlerinde gizledikleri kin ve düşmanlık ifade ettiklerinden de fazladır. Bunlar darda kaldıklarında iman ettiklerini ifade etseler de; kendi aralarında müminlere kin kusarlar. Bunlara söyleyecek söz, kininizle geberin demenizdir. (Al-i İmran – 118/119)”




19 Mart 2019 Salı

Gerçeği Arayan Genç Kız



Kitabın adı: Gerçeği Arayan Genç Kız
Yazarı: Gülay Atasoy
Yayın evi: Türdav
Sayfa Sayısı: 152


“Şeytanın telkinleri aldatıcı mantık kuralları içinde olur.”


“Muzır kurulu başkanlığını yapan Rüçhan Arık’a bir Avrupalı gazeteci, bizim gazetelerimizdeki resimlere çok şaşırdığını söyleyerek diyor ki; “Avrupa’da günlük gazetelerde bir – iki kadın resmi vardır. Ama bu denli çok olamaz. Kadını yatak kıyafetiyle gösteren bunca gazete hiçbir Avrupa ülkesinde yoktur.””

“Başörtüsü Allah’ın emri olduğu için başımda taşıyorum. Şapka da sizin emriniz olduğu için elimde taşıyorum.”

“Kardeşim; hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevin. Ve hayattaki saadet, yalnız imandadır.”

“Gayr-i Meşru zevklerin ardında o zevkin on misli elemler ve ıstıraplar bulunmaktadır.”

“Son derece açık saçık sinema yıldızları objektiflere mutlaka örtülü olarak poz vermişlerdir. Konuyu araştıran Aykut Işıklar bu konuya şöyle bir izah getiriyor. Birincisi, içlerinde gizli bir kapanma duygusu vardır. İkincisi tartışmasız Allah korkusundan kaynaklanan bilinçsiz bir istek.”

“-Ünlü manken Clodia Sciffer’in en çok sevdiği resmi rahibeler gibi örtülü resmi imiş.”

“-Oya Aydoğan, Tv’de müstehcen filmleri çıktığı zaman oğlunun görmesinden korkup Tv’nin kanallarını bozuyormuş.”

“-Erkek dergilerine poz vererek kapak kızı seçilen Arzu Aydın “en büyük hatasının şöhret için soyunmak olduğunu” söylüyor.”

“- “Kaprisky çıplaklığı taşıyamadı” diye hakkında yazılar çıkan Valerie Kaprisky, sokaklarda ve vitrinlerde çıplak resimlerini gördükçe ağır bir bunalıma girerek son beş yılını doktorların denetiminde geçirmiştir.”

“-Dansöz Sibel Barış “halkın karşısında yarı çıplak oynarken kendimi ayı oynuyormuş gibi hissediyorum.” Demiş. ”

“- Leyla Sayar beyaz perdeyi, Gülay Pınarbaşı podyumları bırakarak örtüyü seçmiştir.”

“- Manken Meltem Doğanay, “Özgürlüğümü kaybettim. İnsanların bakışlarını sürekli üstümde hissediyorum. Tahammül edemiyorum.” Demiş.”

“- Manken Senem Kayra, “Podyumda yürürken ezildiğimi, utandığımı hissediyorum. Özellikle mayo defilelerinde bir an önce içeri kaçmak istiyorum. Kadın olsun, erkek olsun bu tür defilelerdeki seyircinin bakışları değişiyor. Mayodan çok bizi seyrediyorlar. Podyumdayken üzerime yüzlerce çift gözün yarasa gibi yapıştığını hissediyorum.” Demiş.”

“- ABD’li sinema oyuncusu Anjelica Huston’un gençliğinde çektirdiği bir resmin bir dergide yayınlanması neticesinde aile hayatı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir.”

“Tarihçilere göre ilk kız okulu 1859 yılında Cağaloğlu’nda Cevri Kalfa Kız Rüştiyesi açıldı. Zamanla bu okullar yaygınlaştırıldı. 1869 yılında kız çocuklarına ilköğretim mecburiyeti getirildi. 1870 yılında Darülmuallimat, sonra da kız sanayi mektepleri kuruldu. 1914 yılında İstanbul Darulfünununa bağlı olarak Ünas Darülfünunu açılarak kızların da yüksekokula gitmeleri sağlandı. O zamanlar kızlar daha çok öğretmen oluyordu. Bu arada kadınlara yönelik sayısız gazete ve dergi çıkarılmaya başlandı.”

“Cemal Kutay, Osmanlılardaki “O Neslin Annelerini” anlatırken şöyle diyor:
 1884’te öğretim süresi sadece altı yıl olan Ünnas Rüştiyesi, yani kız ilkokullarının ders programlarını merak etmez misiniz? Bu programlar, milli eğitim hayatımızın en uzun ömürlü olanlarıdır. Çanakkale’yi ve Milli Mücadele’yi yapan nesillerin anneleri bu devre içinde yetişmişlerdir.
Bu okullarda o zaman tam 18 tane ders okutulurmuş. Kur’an-ı Kerim, Tecvid, Din dersleri, Okuma – yazma, Edebiyat, Osmanlı grameri, Arapça, Farsça, Güzel yazı, Hayat bilgisi, Ev idaresi, Ahlak, Sağlık bilgiler, Aritmetik, Geometri, Coğrafya, Tarih, El hünerleri.”

“Garblı Lady Evelyn Cobbald şöyle dedi: “İnsanlık tarihinin başından beri kadınlara tabii oldukları esareti kaldıran ve İngiltere’de yakın zamanlara gelinceye kadar kadınlara verilmeyen hakları ilk defa veren İslamiyet idi.””




Kaynana Münevver Hanım


Kitabın adı: Kaynana Münevver Hanım
Yazarı: Ahmet Lütfi Kazancı
Yayın evi: Tuğra Neşriyat
Sayfa Sayısı: 224


“Biz geçmişlerimizi düşünmezsek gelecekler bizi düşünmez.”

“Moda iptilası bir millete salgın halinde girmeye yol bulduysa o millet için yolun sonu mutlaka en geniş manasıyla felakettir.”




Kur'an ve Sünnette Müslüman Şahsiyeti


Kitabın adı: Kur'an ve Sünnette Müslüman Şahsiyeti
Yazarı: Prof. M. Ali Haşimi
Yayın evi: Risale Yayınları
Sayfa Sayısı: 339

“Gerçek Müslüman’ın Rabbiyle ilişkisi kökleşmiş sadık bir iman, sürekli salih amel, daima O’nun rızasını gözetmek, o’na olan kulluğunu kuvvetlendirmek ve Allah’ın “Cin ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yattım” ayetiyle çizdiği, hayattaki varlığının hedefini gerçekleştirmektir. ”

“İslam, Müslümanlardan insanlar arasında saygı gören insanlar olmalarını ister.”

“Şuurlu ve gerçek Müslüman bedenini, aklını ve ruhu arasındaki dengeyi bağlayıp her birine hakkını veren ve birine aşırı derecede önem verip diğerini ihmal etmeyen ve bu hususta Rasulüllah (S.A.V.)’in yolunu takip edendir.”

“Müslümanlar güzel kıyafetli, güzel görünümlü, kibar ve kalblere tesir edip insanları etkileyebilmek için başkalarından daha cazip olmalıdırlar. ”

“Müslümanın ilk önce elde etmesi gereken şey Allah’ın kitabını okuması, O’nu tecvid ve tefsir açısından öğrenmesidir. Sonra hadis ve siyer ilmini, sahabe, tabiin ve İslam büyüklerini öğrenmesi gerekir. Fıkıhı en az ibadet ve muamelelerini yürütecek ölçüde bilmeli ve dini hükümleri sağlam bir kaynaktan elde etmelidir. Tabii bunlar Müslümanın ihtisas sahasının şer’i ilimlerinin dışında olduğu takdirdedir. Ama şer’i ilimlerde ihtisas sahibiyse Müslümanın, tüm dikkat ve gayretini sarf edip başarıyla uzmanlaşması gerekir. Müslümanın Arapça’yı iyice bilmesini söylemeye bile hacet yoktur, çünkü her Müslüman Arapça’yı öğrenmek gerektiğini bilir.”

“İhtisas yaptığı ilimde bütün çalışmaları göz önünde tutarak gücü yetiyorsa yabancı dillerde bu hususta yazılı olan hiçbir şeyi ihmal etmez. Daima mevzusundaki keşfedilen yeni şeyleri her yönüyle incelemeye gayret gösterir ve ihtisas dalında açık bir nokta bırakmadan araştırıp inceleme yapar. Çünkü şuurlu bir Müslüman bu asırda büyük ilmi başarılar elde edip insanların gözünde büyümeli onların takdirlerini kazanıp şeref ve şöhretin zirvesine ulaşmalı ki, kendiyle birlikte yüklendiği daveti de o mertebeye taşısın.”

“Çağdaş Müslüman yabancı dil öğrenmeye diğer zamanlardan daha çok muhtaçtır.”

“Müslüman ruhunu takviye, nefsini tezkiye ile daima yükseklere çıkarmak ve onu aşağılara düşmekten korumakla yükümlüdür.”

“Müslüman, Peygamberimizden gelen duaları dilinden düşürmez.”

“İslam’daki erkeklik; Kuvvetli, çekici ve sevimli bir şahsiyet, şerefli ve yüce bir ahlak, hoşgörü ve küçük hataları görmezlik, Allah’ın ahkâmı hususunda sert ve ısrarlı, bu ahkâmı aile fertlerinin tamamına uygulamak, iyiliğe doğru nazik bir yönlendirme, israfa varmayan bir cömertlik, dünya ve Ahiret’teki mesuliyeti iyice kavramak ve kâmil Müslüman evinin olması gereken durumu kavramak.”

“Gerçek Müslüman; Kardeş ve arkadaşlarını seven, samimi, onlara nasihat eden ve şeref, mal ve namuslarını bulundukları ve bulunmadıkları zaman koruyan biridir. Hatalarını bağışlar, onlarla iyi geçinir. Kapısı açıktır, hoşsohbettir. İçi, eli, dili ve azaları temizdir. Cömerttir, cimrilik etmez. Doğrudur, yalan söylemez. Sever, rahatsız etmez. Vefakârdır, ihanet etmez. Merttir, sözünden dönmez. O, İslam’ın istediği şekilde olan Müslüman’dır.”

“Öfke Allah için olmalıdır, nefis için değil.”

“Gerçek Müslüman bütün sosyal ilkelerinde daima şerefli işlere talip olur. Bu ilişkilerini basit ve hasis menfaatler üzerine bina etmez. Çünkü Müslümanın basit işlerle uğraşacak vakti yoktur. Küçük hedeflere ve basit gayelere ayıracak vakti yoktur. Küçük hedeflere ve basit gayelere ayıracak vakti yoktur. O, kitaptan aldığı terbiye ile ciddiyeti sever, yılışıklıktan hoşlanmaz. Daima yükselmeyi ister, düşmekten ve inmekten nefret eder.”



Elveda Karanlık




Kitabın adı: Elveda Karanlık
Yazarı: Mustafa Yazgan
Yayın evi: Timaş Yayınevi
Sayfa Sayısı: 165


“Hakimiyet, kayıtsız şartsız Hak’ındır.”


““Gök Devleti” Müslümanın, yani bizim devletimizdir. Saltanat tektir. Bölünmez. Ortak kabul etmez. Kur’an, bu devletin anayasasıdır. Son peygamber Allah’ın Rasulü, ezeli ve ebedi sultanının fermanını mülk ve millete bildiren kutlu elçidir. Melekler, kemmiyet hududu dışında bir keyfiyet ordusudur. Bir hizmet, rahmet bereket ordusu…

Şeytan ve şeytana tabi olanlar, iç dünyaları, münkirleri, müşrikleridir.
“İlahi kader hükmü” bu devletin icraat programıdır.
Hayır, bu devletin hedefidir.”

“Müslüman, devletsiz yaşayamaz. Devlet, onun için vazgeçilmez bir dünya nimetidir.”

“İdealin en kısa tarifi, ”bulunmayı istemek”’dir. İstenenin bulunmaz oluşu, o şeyin yok oluşu demek değildir.”

“Bir ülke yöneticisi, aşağının bayağısı bir seviyede ise, bu rejim demokrasi ve cumhuriyet de olsa, krallık rejimi de olsa, adam bir necaset gibi rejimin üstünde pislik unsuru olarak kalır.”

“İslam düşmanları,”Şehid”’in bedeninden ürker. Dağlardan ürken deniz gibi….”

“İnsanlık İslam veya İslam dışı olmak gibi iki ana tercih arasında tarihini dokumaktadır.”

“Müslüman Türk’ün askeri yoldan istila edemeyen batılı, kültür, ekonomi ve siyaset yoluyla istila ve işgal etmektedir.”

“Şüphelerden kurtulmak, akıllı kişilerin yapacağı iştir. Şüphe, marazi bir ruh halidir.”

“Azınlık şuuruna ermiş insanlardan kurulu teşkilatlı bir toplum, kendi öz medeniyetini kurmaya, tarihi misyonunu daha derinden idrak etmeye başlar.”

“Teşkilatlı azınlık, teşkilatsız sürüyü yener.”

“Lal olalım, eğer söyleyecek hayr sözümüz yoksa.”

“Gaye, küfrün yıkılması ve Hakk’ın ikamesi ise bu ancak mü’minin çalışması, gayreti ve mücahadesine bağlanmış.”

“Kanaat ve sadelik, en güçlü silahtır.”

“İlk ve son prensip, her zaman ve her yerde Allah için adaleti ayakta tutmaktır.”

“Politika, Hristiyan Batının malıdır. Siyaset İslam’ın…”



16 Mart 2019 Cumartesi

Hilal Uğruna



Kitabın adı: Hilal Uğruna
Yazarı: A. Yılmaz Boyunağa
Yayın evi: Timaş Yayınevi
Sayfa Sayısı: 221

          "Ancak iyi hizmet etmesini bilenler iyi komuta edebilirler."

           "İdare edilenler, muhakkak ki idare edene benzerler."


27 Şubat 2019 Çarşamba

Beş Sevgi Dili



Kitabın adı: Beş Sevgi Dili
Yazarı: Gary Chapman
Yayın evi: Sistem Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 226


"Sevginin hedefi istediğiniz bir şeyi elde etmek değil, sevdiğiniz insanın mutluluğu için bir şey yapmaktır."

"Eğer sevgimizi etkili bir şekilde belirtmek istiyorsak, eşimizin birincil sevgi dilini öğrenmeye çalışmalıyız."

"Eğer kültürler arasında etkili olarak iletişim kurmak istiyorsak, iletişim kurmak istediğimiz insanların dilini öğrenmeliyiz."

"İnsanoğlunun kalbinde, başka biri ile yakınlaşmak ve onun tarafından sevilmek arzusu yatar. Evlilik, yakınlaşma ve sevgiye duyulan bu gereksinimi karşılamak için tasarlanmıştır."

"Evlilik öncesine hayallerimiz, evlilikteki saadet üzerinedir… Aşık olduğunuzda başka türlüsüne inanmak zordur."

"En temel duygusal gereksinmemiz aşık olmak değil, birbirimiz tarafından gerçekten sevilmek; sevginin içgüdüyle değil, akıl ve seçimle büyüdüğünü bilmektir."

"Cesaretlendirme, empati ve dünyayı eşinizin gözüyle görmeyi gerektirir. Önce eşimiz için neyin önemli olduğunu öğrenmeliyiz."

"Sevgi hataların kaydını tutmaz."

"Sevginin yolu affetmekten geçer."

"Eğer yakın bir ilişki kurmak istiyorsak, birbirimizin arzularını bilmemiz gerekir. Eğer birbirimizi sevmeyi istiyorsak, karşımızdakinin ne istediğini bilmemiz gerekir."

"Affetmek sevginin bir ifadesidir."

"Nitelikli beraberliğin bir diğer adı birlikteliktir. Fiziksel yakınlığı kastetmiyorum… Birliktelik, odaklanmış dikkatle ilgilidir."

"Ricalar sevgiye yön verir ama talepler sevginin akışını durdurur."

"Evlenmeden önce birbirimiz için yaptıklarımız, evlendikten sonra yapacaklarımızın göstergesi değildir."

"Eşimin davranışlarım konusundaki eleştirileri, onun birincil sevgi dili konusunda en net ip uçlarını verir. İnsanlar, eşlerini en çok kendilerinin en derin duygusal gereksinim duydukları alanlarda yüksek sesle eleştirirler."

"Eğer eşinizin birincil sevgi dili fiziksel temas ise, hiçbir şey ağlarken onu kucaklamanızdan daha önemli olamaz."

"Onun için yaptığınız şey, onun sizin için yapmasını dilediğiniz şeydir."

"İçinizden gelmeyen bir şeyi yapmak, daha büyük bir sevgi ifadesidir."

"Çocuklarınızı gözlemleyin. Sevgilerini nasıl gösterdiklerini izleyin. Bu, onların sevgi dilinin bir işareti olabilir."

"Gerçekler özgürleştirir."

"Beş Sevgi Dili;
-          Onay Sözleri (Yemek yapmanı, faturaları ödemeni seviyorum.)
-          Nitelikli Beraberlik (Yürüyüş yapmak, sinemaya gitmek.)
-          Armağan Alma (Kalpten gelen minik armağanlar)
-          Hizmet Davranışları (Senin için bulaşık yıkamak, yemek yapmak.)
-          Fiziksel Temas (Sarılmak, kucaklaşmak, nefsi istekler.)"