Kitabın adı: Kulluk
Yazarı: Prof. Dr. Osman Öztürk
Yayın evi: Rağbet Yayınevi
Sayfa Sayısı: 150
“”Kulluk” konusu, bir istikamet ve
hedef tayini meselesidir.”
“”Kulluk” bir şuur meselesidir. Bu
şuurun zihinlere ve gönüllere yerleşmesi halinde; var olmanın ve yaşamanın
gerçek manası kavranmış olacaktır.”
“Kulluk; buluğdan ölüme kadar
emekliliği olmayan bir meslek ve terhisi olmayan bir askerliktir.”
“Biz, Müslümanlar olarak dünya
insanlığının yönetimi ile vazifeliyiz ve bütün insanlık bizden sorulur.
Dolayısıyla sürü değil, çobanız.”
“Bizim siyaset anlayışımızda;
hedefin meşruiyyeti kadar, vasıtanın meşruiyyeti de önemlidir.”
“Siyasetçi, politika
yapmayacaktır. Siyasetçinin hareket noktası; Allah’ın rızası, politikacının
ise; hırs tatminidir.”
“Müslüman prensiplerin, kaide ve
kuralların insanıdır.”
“Fayda ve çıkar düşüncesi,
dünyalık hesaplar; prensiplerin önüne geçemez.”
“Kurtuluş ve refahın yolu;
kaliteyi arttırmaktan ve seviyeyi yükseltmekten geçmektedir. Rakamlarla oynamak
kitlelere yönelmek ve kalabalıklara itibar etmek yerine; işin özünü ve ruhunu
yakalamak gerekmektedir.”
“”Hak arama” mücadelesi fasılasız
olarak devam edecektir. Bu hususta muvaffak olmak için; önce samimiyet sonra
usul, daha sonra medeni cesaret, daha sonra da ısrarlı takip gerekir. Usanmak,
bıkmak, ümitsizliğe düşmek ve rahat düşkünlüğü bu husustaki başarının önündeki
büyük engellerdir. Bunlar azim, sabır ve sebatla aşılır.”
“İnsan her neye olağanüstü güç
izafe ederse, onu ilahlaştırmış olur.”
“Zafer bekleyenler, Allah’tan
yardım isteyenler, O’nun dinine yardım etmek mecburiyetindedirler.”
“Slogan kültürü geri kalmış
ülkelerin başının püsküllü belasıdır. Sloganların yerli – yersiz tekrarı ve
tabulaştırılması kafa durgunluğuna ve zeka geriliğine sebep olur.”
“Meşruiyyetin kazanılması için;
halisiyyet, mahviyyet ilim ve amel şarttır. Tasavvuf; meşreb ve tarzın, tarikat
ise müessesenin adıdır. Hedef, insan-ı kamil yetiştirmek ve Salihlerin
dünyasını oluşturmaktır. Nihai gaye ise; sadece ve sadece rızay-ı Bari’dir.”
“Eğitim – Öğretimden gaye;
ideoloji bağlısı ve tabu kutsayıcısı yetiştirmek olamaz. Olsa olsa; ülkesini
seven, milli ve manevi değerlerine bağlı, hizmet aşığı, gelişme ve ilerlemeye
açık, hakikat arayıcıları yetiştirmek olabilir.”
“Bilgiye ve gerçeklere dayalı
tarih şuur; geleceğe doğru emin, istikrarlı ve onurlu yürüyüşün garantisidir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder